Balıkçı Kızı Azize ve ben




Merhaba,

Tamam her şeyi burada yazamayacağım. Ama duygularımı biraz sansürleyip kısaca özet geçebilirim herhalde. Saçlarım yağlandı, hava kapalı, bütün gün elimde kumanda ile televizyon karşında tembellik yapıyorum. Pijamalarımda üstümde tabiii. Hani eskiden erkekler için derlerdi ya: PTT ERKEĞİ........yani bende bir PİJAMA, TERLİK, TELEVİZYON KADINI oldum.
Kahvaltıyı eşim hazırladı.
Şimdi o işte bende elimde kumanda ile Kara Gözlüm'ü seyrediyorum. "Balıkçı kızı Azize". Canım koca ceylan gözlü Türkan Şorayım'ın en güzel filmlerinden birisi. Pazarda şarkı söylediği bir sahne var ki bayılıyorum. Tabi bu arada gereksiz bir depresyondayım. Yine aynı soru kafamda eeee sonra ne olacak. Keşke hayat Azize'nin başına gelenler kadar güzel olsa. Şans ona bir pazarda güler ve gazinocılar kıralı ona iş verir.
Hadi bunu kendimize uyarlayalım.

-Düşünün yıllarca iş hayatında çalışmıssınız. Türkiye'nin en iyi üniversitelerinden birinden mezunsunuz. 16 yıldır çalışan bir kadınsınız. Çünkü paraya ihtiyaciniz olduğu icin eğitim hayatımızda da çalışmışsınız. Ve uzun sorgulamaların sonunda bir gün artık hiç de mutlu olmadığınız işten lanet olsun deyip istifa ediyorsunuz.
Buraya kadar nasıl gitti veee şimdi ....... elinizde kumanda eski bir klasik Türk filmi izliyorsunuz. Balıkçı Kızı Azize.
Yaptığım iş görüşmelerini size sonra anlatacağım. Ama devam edelim.

Bir telefon çalar;

Merhaba Güzarman Hanim ben ........... şirketin sahibiyim. Olağan üstü bir CV'niz var. Hiç sizin gibi bir yönetici görmedim. Salak gibi bir sürü işi öğrenmişsiniz. Muhtemelen siz böyle yeni şeyler öğrenip şirketinize bir sürü para kazandırırken, şirketinizde geri kalan yöneticilerin eli elma topluyormuş.
Tahminim odur ki (kendisi kısık sesli gazinocular..pardon şirketler kıralıdır ve elinde purosu var'dır ve bende telefondan o puro kokusunu almaktayımdır) siz üç kuruş maaşla çalışmışsınız, şirketinizi pazarlamış ama kendisini pazarlamaktan nefret etmiş hep benim gibi bir patron tarafından keşfedilmeyi beklemiş bir looooser -kaybeeedensiniz-

Bir sürü olağanüstü yetkinlikleriniz var. Siziiii şirketimde Genel Müdür yapmak istiyorum. Size ayda 10.000 YTL maaş veriyorum. Yılda onaltı maaş alacaksınız. Haaa birde olurda elimden kaçırmayayım diye işe başlamadan önce size 50.000 ytl transfer ücreti ödüyorum.

der ve siz evden, kumandanızdan, pijamalarınızdan kısaca evin bunalımlı delisi kariyerinizden iş hayatına doğru kucak açarsınız.
Bir şey itiraf edeyim miii. Evde olmak güzel ben bu teklifi Şeyyy, acaba ben evden bu işleri yapsamda siz bana gene aynı ödemeyi yapsanız......
çaattttt. Sanırım teklifimden hoşlanmadı.
Sevemedim karagözlüm seni doyuncaaaa hep kıskandım seni elden yıllar boyunca, kuşlar gibi ikimiz bir yuva kuralım ayırmasın mevlam bizi ömür boyunca


Şimdi sadece bu güzel filmin tadını çıkartıp sevgili Belkıs Uzuner'in sesinden Türkan Şoray'ın güzel gözlerinden oluşan bu filmin tadını çıkartayım.

Sevgiyle kalın.

Deniz Seki nezdinde biz kadınlar!

Arkadaşlar biz kadınlar ne kadar akıllıyız diye bayağı bir düşündüm. Erkeklere baktığımda genelde anneleri tarafından el bebek gül bebek beslenen sonrada eşleri tarafından pohpohlanan küçük bebekler bana göre. Tek bildikleri avcı dönemlerinden kalan içgüdüleri. Yanlış anlamayın erkek düşmanı felan değilim ama gördüğüm oki biz kadınların yaptıkları işlerin onda birine bile yetişemeyen asla bizim düşünebileceğimiz kadar (elbette bizde abartmıyor deyiliz) geniş düşünemeyen varlıklar.
Şimdi Deniz Seki nezdinde Hüsnü abimin yaklaşımına bakıyorumda. Harbi Deniz Seki Hüsnü'den daha erkekmiş. Adama bakın yaaa. !!Aman benim de ismimi verme diyecek kadar yüzsüz. O kadın aşkı için Türkiye'ye rezil olmayı bile göze aldı. Gelin görün ki Hüsnü abimin poposu kadim devletimin sorguları karşısında tiril tiril titredi ve Deniz ablamın yaşadığı şartları düşünmeden kendi kıçını kurtarmanın yollarını aradı.
Aşkı için dağları delen Ferhatların yerini aşkı için rezil olmayı hapis yatmayı göze alan Deniz'ler aldı gibi.
Ne dersiniz?

Bence dönüp kocalarımıza sevgililerimize bir daha bakalım ve doğru seçim mi yaptık kendimize soralım.

Sevgiyle kalın.

Hürriyet