Tek Bir Parça

Çocukken tek bir eşya hayal dünyanızı zenginleştirir. Sonbahar renklerinde bir etek-ceket takımı gelmişti. Ne güzeldi, ne güzel oturmuştu tombik bedenime. Bir ev bakmıştık. Kocaman merdivenli, eski bir rum evi. Gıcırdayan merdivenleri, gömme dolapları ve kocaman bahçesiyle harikaydı. Tutalım diye çok istemiştim ama olmamıştı. Hayalini kurdum o evin. Sonbahar renklerinde etek ceketimi giyip, harika biriyle tanışmıştım. Yeni bir işe girmiş, kardeşlerime hediyeler alıyordum. Yoğurt çorbasından terfi etmiştik etli yemeklere. Her şey yoluna girmişti birden bire. Tek bir kıyafet hayal dünyamda her şeyi değiştirmişti. Ben hep o özendiğim iş kadınları gibi giyinip çok para kazanıyordum. Eski evin merdivenlerinde dolaşıyor, bahçesinde dökülen sonbahar yapraklarının üzerinde yürüyordum. Tüm şehri fethetmiştim. Evi tutamadık, ama takım elbisem benimleydi.
Bir iş kadını oldum, ama hediyelere boğamadım kardeşlerimi. Onlar çoktan büyümüştü işte.
Takım elbise yıllarca bekledi ama ben çoktan 36 bedene inmiştim. Verdik sonra onu. Güzelim ev yıkıldı, yerine apartmanlar dikildi. Fotoğrafım hala duruyor. Gelecekten ümitli, tombik, dağınık saçlı bir kız, iki lise arkadaşının yanında gülümsüyor.
Tek bir parça eşya tüm hayal dünyamı kuşatmış, bütün gerçekliğimi almıştı benden. Artık tek bir parça eşyalar hiç bir şey ifade etmiyor bana. Tüm dünyam değişmiyor eve gelen bir parçayla. Büyüyünce her şeyi zaten olması gerekiyormuş gibi algılıyorsun. Heyacanlanmıyorsun.
Heyecanlanmıyorum.
Güzarman

Sen Beni Öldürüyorsun...


Sizi öldürüp bunu bilmeyenler için.

















Felç Olmak..

Annemin adı ağzımın tadı derdi, kocaman bir adamdı ben küçükken. Sırtına zıplardım, ne kadar uzak kalırdı yer benim için.

Küçücüktüm, dizlerime yatar gelinimi şikayet ederdi bana. Annem derdi bana, gününü anlatırdı. Yalancıktan kızardım anneme, sanki gelinimmiş gibi. Küçücüktüm. Sonra büyüdüm. Annesini unuttu babam. O kadarda mükemmel olmadığını farkettim onun. Hatalarını gördüm. kendi dünyasında yaşamasına kızdım. Hayırsız baba oldu sonunda.
Şimdi bir bebek gibi, yatıyor öylece, altından alıyorum, gerçekten bebek oldu babam, bende annesi. Bezliyorum onu, kalbim ağrıyor. Birdi annesi, dört oldu. Şimdi hepimizin bebeği.
Güzarman


Gidelim Buralardan Dayanamıyorum

Kolaydı önceden gitmek, çok da bağlantım yokdu hani beni tutan. Önce küçük bir kedi girdi hayatıma, her akşam bekledi beni evde. Öğrenci eviydi benimkisi. Sadece kıyafetlerim ve kitaplarım vardı. Sonra bir yatak aldım, sinir oldum kendime ama bir de çamaşır makinası geliverdi evime. Sonra bir yeğenim, her geçen gün bağlandım kaldım. Artık bir sırt çantası yoktu. Bir de sevgili yaptım kendime. Ne olacak bana sen gidersen diyen. Yetmedi üstüne evlendim. Peşinden bir anne ve baba geldi. benimkileri yıllarca sallasamda yenileri giriverdi hayatıma. Zordu artık gitmek, ardında bırakacak bu kadar şey varken her geçen gün zorlaşıverdi. Bir gün baktım ki yalnız yaşayamayan o kadınlardan olmuşum. Şimdi korkutuyor beni yalnızlık.
Bu gün yemeğimi yerken farkettim, paylaşacak kimsen yoksa yemek yemek bile zevkli gelmiyor. Ne zaman dönüştüm bu yabancı kadına ben.

Kocaman bir evde bir sürü eşyam var benim, hala bir kedim ve bağlantılarım. Yalnızlıktan korkar olmuşum, yalnız uyumaktan korkan bu sümsük kadın kim.

Ben tanımıyorum bunu.
Güzarman.




http://youtu.be/-9IPewfU13M

Deli Kadın

Yazacak bir şey bulamıyorum, bazen kalbim sıkışıyor, canım sıkkın. İnsan ruhunu ne kadar açabilirki hiç tanımadığı insanlara.
Yazacak bir şey bulamıyorum, işşizlikten fena gına geldi, babam felç oldu yatıyor, ben yazacak bir şey bulamıyorum.
Terbiyesiz bir kadın tarafından hırpalandı ruhum, öfkem çoktan geçti bile, beynimde pis, iğrenç laflarının yankıları kaldı.
Kafam hiç gerçekleştirmeyeceğim binlerce projelerle dolu, ruhum tembelliğin taaa dibinee vurdu.
Kuracak hayal kalmadı beynimde, hiç susmayan zihnim deli ediyor beni. Çaresizlik kapladı tüm bedenimi. Sıkıştım kaldım bu dünyada.


Güzarman

Dilin Tutulsun!

Dil güzeli söylerse asla utanmazsanız. Dostlarınız, aileniz, yakınlarınız, arkadaşlarınız hakkında yorum yaparken bir gün karşınıza çıkacağını unutmamanız gerekir.
Gün içinde küfür etmek sorun değildir, ama birinin yüzüne karşı küfür etmek edebsizlik ister. Heleki karşınızdaki kişi  küfür etmeyecek kadar hassas ise ve siz yüzüne karşı hiç haketmediği küfürleri sıralarsanız çok canı yanar.

Haksız yere canı yanan insan acısıyla içlenir  tanrıya, bedduası, duası olur. "Çirkefliğin üzerine bulaşsın, iftiraların dilini bağlasın. Öyle tutulsun ki dilin içindeki kötülüğü dışarıya vuramayasın. Kalbin ağrısın kötülüğünden, huzur bulamayasın. Söyleyeceğin kötü sözler üzerine bulaşşın, aksın. İnsanlar yanına yaklaşamasın. 
Ettiğin her kötü laf karşına çıksın, dilin tutulsun, dilin tutulsun, dilin tutulsun".

Güzarman
    

Hürriyet