Fazıl Say Taksim Gezi Parkı Şarkısı
Posted On at zaman: 9/27/2013 by Güzarman
Kazım Koyuncu, Çimasen
Posted On at zaman: 9/27/2013 by Güzarman
Belediyelerin Ağaç Sevgisi Beni Öldürüyor, Göksel Yalnız Kuş?
Posted On at zaman: 5/31/2013 by Güzarman
Belediyelerimizin derin budama adı altında yaptıkları ağaç katliamı insanı çileden çıkartıyor. Bir ağacın ana dallarını budamak o ağacın ölüm fermanını imzalamak demektir. Bu da yetmiyor artık ağacın tüm dallarını kesiyorlar. Eğer sizde kafanızı kaldırıp çevrenizdeki bu şekilde budanmış ağaçlara bakarsanız ne demek istediğimi anlarsınız.
Bu şekilde budanmış bir ağacın neresine kuş konsun, neresinde yuva yapsın Allah aşkına birisi bana bunu izah etsin. Yıllarca köklerinden topladığı minerallerle yapraklarına su gönderen kollarını yıllarca süren bir emekle büyüten bu ağacın dallarını modern budama katliam aletleriyle kesmek de ne demek oluyor. Kaç yıl sürecek sizce bu ağacın yeni aynı dallarını yerine getirmesi?
Soruyorum size kaç yıl alacak o güzel dalların yapraklanması?
Çocuklarda Hayvan Sevgisi : İşte biz çocukken böyleydik..
Posted On at zaman: 5/29/2013 by Güzarman
İşte biz çocukken böyleydik ..herkes köpek yavrularına kediciklere yardım ederdi...kışın aç kuşlara vermek için evdeki bayat ekmeklerimizi sıcak su ile ıslatır babamızla parklara koyardık...hep balkonlarımızdaki saksılarda kumrularımız oldu...
balkonumuza yuva yapan kırlangıçların yuvasının altındaki dışkılarını hiç üşenmeden ve kızmadan her gün temizlerdi annelerimiz…parklarda karga yavrusu bulduğumuzda önce iki yudum su içirip sonra onu anne babasına kavuşturmak için onlarca karganın saldırısına göğüs gerip kedilerin ulaşamayacağı uygun bir yere bırakırdık...
sokakta bir köpek veya kedi gördüğümüzde önüne hemen su koyar ve evdeki yiyeceklerden ne aşırıp verebiliriz diye bakmak için koşa koşa eve giderdik hemen…hep sokaklarımızda karabaşlarımız sarı kızlarımız olurdu..evlerimizden okula giderken onlar için bir parça peynir,kek, ekmek alırdık yanımıza cebimize koyarak...
annemiz anlayamazdı hep önlüklerimizin ceplerinde kırıntı ve artıkların olmasını… eskiden köpek kedi sahiplenmek diye bir şey yoktu..zaten onlar bizim yavrularımızdı ve hep çevremizde bizlerle birlikte yaşarlardı..çevremizde ne kadar köpek kedi yavrusu varsa hepsine bakmaya çalışırdık...hatalarda yapardık, kedi yavrularına bakkaldan aldığımız soğuk sütleri açardık içmeleri için....
köpeklerin üzerindeki keneleri saatlerce toplar taşla ezip onu yüzlerce keneden kurtarmaya çalışırdık...hiç mikrop kapmadık, hiç hasta olmadık bu yüzden...ama veteriner hekim olunca anladık aslında biraz daha dikkatli olmamız gerektiğini.. evlerimizde tavşan, civciv besledik..ama büyüyünce akıbetinin ne olduğunu çocukken anlayamayacağımız şekilde bir yerlere gönderilmelerini çaresiz izledik…sincap, kirpi ,semender, kurbağa, kertenkele ve yılan gibi yaban hayvanlarını evlatlık aldık besledik…ama o zamanlar bile bakış açımızın doğruluğunu şimdi daha iyi anladığım bir davranışla hep doğaya geri saldık yaban hayvanlarını..onlar oraya aitti çünkü..
şimdilerde petshoplarda yaban hayvanının satılması normal bir şey gibi geliyor hiç düşünmüyorlar onlar bizim ülkemizin, Dünyanın tabi zenginlikleri diye..ama biz daha çocukken bilirdik onların doğada yaşamaları gerektiğini..
Biz çocukken böyleydik işte..ama biz hala çocukluğumuzdaki gibiyiz..Ya siz !? kendinize sorun: Ya siz nasılsınız?!
Ne oldu size, ne oldu bu insanlara!... neden artık gözleri kabuk kabuk yara olmuş bir kedi yavrusunun yanından yüzlerce insan çoluk çocuk geçiyor da neden sadece bir çocuk ağlayarak annesi ile yavruya bir şey oldu mu kör oldu mu diye endişelenerek veteriner hekime getiriyor. Diğerleri görmüyor mu yavrunun çaresizliğini!? Asıl kör olan onlar mı yoksa?
Duygusal körlük bu olsa gerek!? Kedicik gözleri kabuk kabuk, uzun süredir aç ve susuz miyavlamaktan sesi kısılmış öylece kaldırımda duruyor. Neden yanından yürüyüp geçiyorsunuz? O orada çaresiz dururken nasıl devam ediyorsunuz hayatlarınıza?! Bu muhtaç hayvanın yanından yürüyüp giderken hatta ‘’Elleme çocuğum pis kedi!’’ derken onlara nasıl öğreteceksiniz merhameti, sevgiyi, insanlığı, iyiliği ?
Köpek yavrusu yola fırlıyor ve normalden çok hızlı giden bir araba zaten yolların ve arabaların ne demek olduğunu bilmeyen yavrucağa çarpıyor ve yolun kıyısına savrulan yavru acılar içinde bağırıyor. Bu yavruya çarpan arabanın sahibi arkasına bile bakmadan basıp gidiyor. Hiç vicdan azabı hissetmiyor! Çocuklara, insanlara bile çarpıp kaçıyorlar diyeceksiniz.! Aynı şey işte! Bugün o minik korunmasız yavruya çarpıp giden insan yarın da benzerini bir insana yapıyor.
yazının devamı için
Görmesek de Biliriz, Efes Pilsen Logosuz Son Reklamı
Posted On at zaman: 5/26/2013 by GüzarmanAntalya Köpek Eğitim Merkezinde Hayvanlara İşkence
Posted On at zaman: 5/24/2013 by Güzarman
Antalyada olsaydım gider bi temiz pataklardım bu adamları. Ya abi nasıl olurda çıldırmazsın, nasıl bi insanlık bu ? Yemiyosa yoksa sabrın ve sevgin yapma bu işi. Zavallı hayvanlar güveniyo sahiplerine, tek istedikleri onları sevecek birisi, küçük çocuklardan ne farkı var bu zavallıların.
Bu adamlara cezada verilmez şimdi, dayanamıyorum.
Allah iyi der mi, ya nolur bu insanlara ciddi ceza verilsin, maddi manevi, hayvan sahibi olmaları yasaklansın.
Yeter artık yeter ya bu yer derhal kapatılsın, sahipleri cezalandırılsın.
Bu insanların rehabilite edilmeleri lazım, yok olmadı afişe edilmeleri lazım, yok olmadı hapse atılmaları ve para cezaları verilmesi lazım
Becerebilen birisi bu insan müsveddelerini afişe etsin, Adamların ilk vukuatı değil, ilk seferinde rakip firma komplosu diye yutturuyorlar, ikinci sefer oğluda aynı şeyi yapıyor, bu sefer ne diye yutturacaksın sayın Tayfun Acar denen şahsiyet, Allah size aynı muameleyi görmeyi nasip etsin (bizide insanlıktan çıkardınız ya ne diyeyim)
http://webtv.hurriyet.com.tr/2/49735/23357133/1/antalya-daki-rezalete-bir-yenisi-daha-eklendi.aspx
http://www.gazete5.com/haber/kopek-egitim-merkezinde-dayak-skandali-338867.htm
http://www.youtube.com/watch?v=PYQUEPhyhdA
http://www.son-dakika.org/video/duaci-koyu-kopek-egitim-merkezinde-skandal.html
Nazan Öncel Göç
Posted On at zaman: 4/29/2013 by Güzarman
Nazan Öncel Mühürledim Seni Kalbime
Posted On at zaman: 4/29/2013 by Güzarman
Nazan Öncel Böyle Konuşma
Posted On at zaman: 4/29/2013 by Güzarman
Super Trumpt May be I m a Beggar
Posted On at zaman: 4/29/2013 by Güzarman
Facebook İsim Başına TC Yazma
Posted On at zaman: 4/20/2013 by Güzarman
Beyaz Sertap'ın İyileşiyorum Klibine Sızmış
Posted On at zaman: 4/20/2013 by Güzarman
Sigara'dan Kaç Saat Uzak Kalabilirim ?
Posted On at zaman: 4/18/2013 by Güzarman
Yıllardır sigaram bitecek, içemeyeceğim gerginliğinden gına geldi. Bırakın bırakma düşüncesini bi saat bile içemeyeceğim düşüncesi krizlere girmeme neden oluyor.
-Arkadaşlarımla yemeğe çıktığımda açıkhavada otursak diye dua ediyorum, kapalı mekanda isem sürekli gergin oluyorum.
-Sabahları gözümü açtığım an beynimde sigara içmek düşüncesiyle uyanıyorum ve kalkar kalkmaz sigara içiyorum. Eskiden kalktığımda iki üç dalı peş peşe içerdim şimdi allahtan bir tane yetiyor.
Tabi 20 dakika sonrasından bahsetmiyorum.
-Her şey sigaradan ibaret gibi, sıkıldığımda, üzüldüğümde, mutlu olduğumda, kızdığımda hatta hiç bir şey olmadığında bile sigara hep kafamda.
-Ateş bulamadığımda gerginleşip öfkeleniyorum cinlerim tepeme çıkıyor. Bu halimde nefret ediyorum.
Bazı şeyleri değiştirmeyi son bir kaç yıldır başardım.
-Mesela bu sene ateş bulamadığımda öfkelenme davranışım üzerinde çalıştım ve artık en azından başkalarının yanında kendimi kontrol ediyorum ama yalnızken Allah vere ; yani durumu içselleştiremedim ama kontrol altına aldım.
-Yıllardır günde 3 paket değil bir veya bir buçuk içiyorum.
-Sonunda LD nin 0,6 mgr. lık sigarasına başlayabildim, bu sayede 10 mgr. lıklar sert geliyor (tadını seviyorum ama içimi rahatsız ediyor.
-Diş taşları temizliğinin acılarını çekince kullan at filtrelere başladım, geçen yıl denemiş başaramamıştım, ama bu sene artık filtreyle gri LD kısa içebiliyorum ve içerken zevk de alıyorum.
-Bir iki haftadır uyanır uyanmaz değil 20 dakika sonra sigara içmeye çalışıyorum her zaman olmasada genellikle başarıyorum.
Benim bir kabusum daha vardı, kahvaltılarda veya yemeklerde eşleştirdiğim içecekler olmasa gerginleşiyor ve öfkeleniyordum.
Örneğin gözleme-ayran ikilisi, çay-kahvaltı, eğer içeceğim yemeğimle aynı anda gelmezse bütün keyfim kaçıyordu, şimdi bu durumuda kontrol altına aldım eskisi kadar kötü değil.
Aslında buna alışabilmem sigara konusunda biraz cesaret verdi.
Uzun yolculuklarda bir kaç saati otobüste sigarasız geçirebiliyorum tabi iner inmez yakıyorum bi tane, neyse işte bu durum aklıma şu fikri getirdi, diyelimki dünyanın en uzak ülkesine 24 saat sürecek bir uçak yolculuğuna çıkıcam ve hiç mola yok, sigara içemeyeceğim, böyle bir durumda ne yapabilirim.
Fikir hoşuma gitti, ama becerebilirmiyim, ben bir an sigarasız kaldığımı düşününce krizlere giriyorum 24 saatlik uçuşta ne yapıcam.
Benim derdim sigarayı bırakmak değil sadece bir gün bile sigarasız geçirebilsem kar sayacağım, evet tek istediğim bir kaç saat, bir gün evet şimdi başlıyorum,
saat 19:00 sigara paketim bitti ve ben dışarıya sigara almak için çıkmayacağım, neden ? Çünkü uçaktayım ve sigara içemiyorum, yolculuktayım. Haa ha havadayım yani,
Şu andan itibaren bu yazının içinde güncelleme yaparak uçakta geçirdiğim sigarasız anlarımı sizlerle paylaşacağım.
Hadi bismillah
-19:00
-19:12 neyse televizyon izleyeyim biraz
......
-19:25 belki pakette bi tane kalmıştır,...evet evet bi tane var, şükür
acaba şimdi içsem mi yoksa saklasam mı?
Diş etlerim de gidişmeler başladı, (haa haa gidişmeler kelimesinin altı kırmızıyla çizildi,
İçmeyeceğim kesin kararlıyım. Acaba bu deneyi başka bir gün mü denesem?.....
-19:35 telenla konuşuyorum, otomatkmen paketteki son dalı lüplemeye başladım,
neyse canım ama bitiyo bu son nefesim kaldı, bitti. Ama kararlıyım dışarıya çıkmayacağım. Yarın yeni bir paket alabilirim nasılsa.
-yorum yok
-20:00 yorum yok,
-20:10 evde bir yerlerde zulam olmalı,
-20:30 yemek makarna iyiydi, iyiki dışarı çıkıp paket almadım
-20:40 nerde bu nalet zulaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa
-20:50 haahaaaa buldummmmmmm hemdeeeeeeeee 10 taneeeeeee sigaaaraaaa varrrrrrrrr
haaa haaaa uçaktan iniyorum, mecbur değilim istediğim zaman , inerimmmmm
-20:51 ohhh beeee bi nefessssss
Tristar Tr -34 Mini Uydu Alıcısından Çok Şikayet Var
Posted On at zaman: 3/29/2013 by Güzarman
Evet arkadaşlar, digitürkten kurtulma hikayemin inşallah son aşamasına geldim. Bu gün götürüp digitürk kartını yetkili bayiye teslim ettim. O kadar sıtkım sıyrıldı ki bir sorun çıkmaz değilmi artık bütün bağlantımız bitti değilmi diye sorarak arkadaşları bayağı taciz ettim.
Bu arada kutusu bize ait ama elbetteki öyle kolay kolay uyduya uyarlayamıyormuşsunuz. İnternette araştırdım, yok yetkili bayiye gidip yazılım yükletcekmişiz, yok bunun için kimisi para alıyormuş, veya digitürkü arayıp türksat uydusu için sinyal alıyormuşuz vs. vs. vs.
Uzun lafın kısası kutuyu alıp ..... diyesiniz geliyor.
Bir daha uğraşmak istemediğim için yeni uydu alıcısı araştırmaya başladım. Elektronikçi amcam 60 tl kutu ücreti 30 işçilik deyince işimiz sevgili google gönüllülerine kaldı başladım araştırmaya.
Televizyonda gördüğüm mini uydu alıcısı TRİSTAR TR -34 ü araştırdım, bir dokun bin ahhh işt misali herkes şikayetçi.
Gelen cihazın bozuk çıkmasımı dersin, kumandanın çalışmaması mı dersin, bir türlü aldıkları malı iade edemeyenler mi dersin kısaca uzak durun derim.
Büyük televizyon kanallarının bu işe alet olmasıda ayrıca tartışmaya değer bi konu.
Burada şikayetlerin bir kısmını bulabilirsiniz.
Aman siz siz olun araştırmadan televizyondan bir şey almayın.
Sevgiler
Güzarman
Digitürkten Sıtkı Sıyrılmış ve Maceraları
Posted On at zaman: 3/28/2013 by Güzarman
Allah kurtarsın bu kardeşimizi, kendisine dua ediyorum ve linkini veriyorum. Beni çıldırtmalarıyla ilgili digitürk yazımı okuyabilirsiniz.
Zavallı Sıtkının Videosunun linki
Dijitürk Sinirlerinize Dokunur
Posted On at zaman: 3/28/2013 by Güzarman
Tek kelimeyle kafayı yedirdiler bana. Bu gün sonunda dijitürkle 6 yıl süren beraberliğimizi sonlandırmaya karar verdim.
Saat akşam beş sıralarında başlayan telefon konuşmamız akşam 6 yı geçe kadar devam etti. 7 call center elemanına gayet açık ve net şekilde dijitürkten tamamen çıkmak istediğimi bildirmeme rağmen nur hanımla başlayan güzel telefon konuşması aradaki 5 elamanıda sayarsak özlem denen kadının beni çıldırtmasıyla son buldu. İkinci kez kez aramamın sonucunda tamammı üyeliğim tamamen iptal edildi değilmi, kartı teslim ediyorum kutu sözleşme gereği bende kalıyor vb. onaylatma cümlelerinide alarak (bu arada gözüm dönmüş telefonda çığlıklarım yankılanıyor, kalbim sıkışmış, bir şekilde üyeliğim tamamen iptal edildiği teyidini aldım.
İnsanlıktan çıkmış bir şekilde kafayı yememe neden olan kayıtsız aptalca tutum ve yaklaşımları sonucunda en sonunda Allah belalarını versin dediğim noktaya geldi ve Allahınızı severseniz üyeliğimi iptal edin çığlıklarıyla son buldu.
Allahlarından bulsunlar diyorum bu ülkede adalete ulaşmak kolay olsaydı da keşke bu insafsızların yaptıklarının bize verdikleri zararların bedelini ödetebilseydik.
Agresif Melek: GREENPEACE Mİ YOKSA GREENWAR MI?
Posted On at zaman: 3/23/2013 by GüzarmanAgresif Melek: GREENPEACE Mİ YOKSA GREENWAR MI?: Greenpeace dünyanın ekolojik,biyolojik dengesini bozan,hayvan türlerini yok eden sisteme hizmet ediyor olmasın? Sosyal medyada sayfasını beğ...
Ankara'da Adalet Bakanlığı ve Ak Parti Binası Bombalandı
Posted On at zaman: 3/19/2013 by Güzarman
Ülkemizi karıştırmak isteyen karanlık güçler iş başında,
"Ankara’da bu gece Adalet Bakanlığı ile AK Parti Genel Merkezi’nde eş zamanlı iki patlama meydana geldi.
Patlamadan sonra Başbakanlık korumaları, polis alarma geçti ve olay yerine bomba imha uzmanları geldi. Bölge güvenlik çemberine alınırken, olay yeri inceleme ekipleri çalışmaya başladı."
Hürriyetin haberi için tıklayınız
Habertürk Haberi
Ankara Kızılay'da Başbakanlık binasının hemen bitişiğindeki Adalet Bakanlığı ek binasına ses bombası atıldı. İlk belirlemelere göre ses bombasından 2 kişi etkilenerek hafif şekilde yaralandı. O sırada kaçtıkları gözlenen 2 şüpheli polis tarafından yakalanarak, gözaltına alındı.
Patlama saat 21.00 dolaylarında, minibüs duraklarının bulunduğu alanın hemen yanındakiAdalet Bakanlığı'nda gerçekleşti. Alınan bilgiye göre, bir grup bakanlığın hemen önünden geçerken, bakanlığın bahçesine ses bombası atıp kaçmaya başladı.
Habertürkün haberi için tıklayınız
MEHMET ALİ BİRAND'A VEDA
Posted On at zaman: 1/17/2013 by GüzarmanSadece şok geçirdim, hastaneye yattığını duyduğumda çıkar nasılsa demiştim. Eve gelip televizyonu açtığımda duydum, şoktayım. Kanal D de programı Cüneyle çekilen programı izliyorum alttaki kaybettik yazısını farkettiğimde gözlerimi kaçırıyorum, içim almıyor, şu an programı izlemek onu kaybetmediğimizi hissettiriyor, cenazesine gidemeyeceğim için üzülüyorum.
Söyleyecek bir ey bulamıyorum.
Gittigidiyor Yüzünden Maliye Peşinize Düşebilir
Posted On at zaman: 1/10/2013 by Güzarman