Belediyelerin Ağaç Sevgisi Beni Öldürüyor, Göksel Yalnız Kuş?
Posted On at zaman: 5/31/2013 by Güzarman
Belediyelerimizin derin budama adı altında yaptıkları ağaç katliamı insanı çileden çıkartıyor. Bir ağacın ana dallarını budamak o ağacın ölüm fermanını imzalamak demektir. Bu da yetmiyor artık ağacın tüm dallarını kesiyorlar. Eğer sizde kafanızı kaldırıp çevrenizdeki bu şekilde budanmış ağaçlara bakarsanız ne demek istediğimi anlarsınız.
Bu şekilde budanmış bir ağacın neresine kuş konsun, neresinde yuva yapsın Allah aşkına birisi bana bunu izah etsin. Yıllarca köklerinden topladığı minerallerle yapraklarına su gönderen kollarını yıllarca süren bir emekle büyüten bu ağacın dallarını modern budama katliam aletleriyle kesmek de ne demek oluyor. Kaç yıl sürecek sizce bu ağacın yeni aynı dallarını yerine getirmesi?
Soruyorum size kaç yıl alacak o güzel dalların yapraklanması?
Çocuklarda Hayvan Sevgisi : İşte biz çocukken böyleydik..
Posted On at zaman: 5/29/2013 by Güzarman
İşte biz çocukken böyleydik ..herkes köpek yavrularına kediciklere yardım ederdi...kışın aç kuşlara vermek için evdeki bayat ekmeklerimizi sıcak su ile ıslatır babamızla parklara koyardık...hep balkonlarımızdaki saksılarda kumrularımız oldu...
balkonumuza yuva yapan kırlangıçların yuvasının altındaki dışkılarını hiç üşenmeden ve kızmadan her gün temizlerdi annelerimiz…parklarda karga yavrusu bulduğumuzda önce iki yudum su içirip sonra onu anne babasına kavuşturmak için onlarca karganın saldırısına göğüs gerip kedilerin ulaşamayacağı uygun bir yere bırakırdık...
sokakta bir köpek veya kedi gördüğümüzde önüne hemen su koyar ve evdeki yiyeceklerden ne aşırıp verebiliriz diye bakmak için koşa koşa eve giderdik hemen…hep sokaklarımızda karabaşlarımız sarı kızlarımız olurdu..evlerimizden okula giderken onlar için bir parça peynir,kek, ekmek alırdık yanımıza cebimize koyarak...
annemiz anlayamazdı hep önlüklerimizin ceplerinde kırıntı ve artıkların olmasını… eskiden köpek kedi sahiplenmek diye bir şey yoktu..zaten onlar bizim yavrularımızdı ve hep çevremizde bizlerle birlikte yaşarlardı..çevremizde ne kadar köpek kedi yavrusu varsa hepsine bakmaya çalışırdık...hatalarda yapardık, kedi yavrularına bakkaldan aldığımız soğuk sütleri açardık içmeleri için....
köpeklerin üzerindeki keneleri saatlerce toplar taşla ezip onu yüzlerce keneden kurtarmaya çalışırdık...hiç mikrop kapmadık, hiç hasta olmadık bu yüzden...ama veteriner hekim olunca anladık aslında biraz daha dikkatli olmamız gerektiğini.. evlerimizde tavşan, civciv besledik..ama büyüyünce akıbetinin ne olduğunu çocukken anlayamayacağımız şekilde bir yerlere gönderilmelerini çaresiz izledik…sincap, kirpi ,semender, kurbağa, kertenkele ve yılan gibi yaban hayvanlarını evlatlık aldık besledik…ama o zamanlar bile bakış açımızın doğruluğunu şimdi daha iyi anladığım bir davranışla hep doğaya geri saldık yaban hayvanlarını..onlar oraya aitti çünkü..
şimdilerde petshoplarda yaban hayvanının satılması normal bir şey gibi geliyor hiç düşünmüyorlar onlar bizim ülkemizin, Dünyanın tabi zenginlikleri diye..ama biz daha çocukken bilirdik onların doğada yaşamaları gerektiğini..
Biz çocukken böyleydik işte..ama biz hala çocukluğumuzdaki gibiyiz..Ya siz !? kendinize sorun: Ya siz nasılsınız?!
Ne oldu size, ne oldu bu insanlara!... neden artık gözleri kabuk kabuk yara olmuş bir kedi yavrusunun yanından yüzlerce insan çoluk çocuk geçiyor da neden sadece bir çocuk ağlayarak annesi ile yavruya bir şey oldu mu kör oldu mu diye endişelenerek veteriner hekime getiriyor. Diğerleri görmüyor mu yavrunun çaresizliğini!? Asıl kör olan onlar mı yoksa?
Duygusal körlük bu olsa gerek!? Kedicik gözleri kabuk kabuk, uzun süredir aç ve susuz miyavlamaktan sesi kısılmış öylece kaldırımda duruyor. Neden yanından yürüyüp geçiyorsunuz? O orada çaresiz dururken nasıl devam ediyorsunuz hayatlarınıza?! Bu muhtaç hayvanın yanından yürüyüp giderken hatta ‘’Elleme çocuğum pis kedi!’’ derken onlara nasıl öğreteceksiniz merhameti, sevgiyi, insanlığı, iyiliği ?
Köpek yavrusu yola fırlıyor ve normalden çok hızlı giden bir araba zaten yolların ve arabaların ne demek olduğunu bilmeyen yavrucağa çarpıyor ve yolun kıyısına savrulan yavru acılar içinde bağırıyor. Bu yavruya çarpan arabanın sahibi arkasına bile bakmadan basıp gidiyor. Hiç vicdan azabı hissetmiyor! Çocuklara, insanlara bile çarpıp kaçıyorlar diyeceksiniz.! Aynı şey işte! Bugün o minik korunmasız yavruya çarpıp giden insan yarın da benzerini bir insana yapıyor.
yazının devamı için
Görmesek de Biliriz, Efes Pilsen Logosuz Son Reklamı
Posted On at zaman: 5/26/2013 by GüzarmanAntalya Köpek Eğitim Merkezinde Hayvanlara İşkence
Posted On at zaman: 5/24/2013 by Güzarman
Antalyada olsaydım gider bi temiz pataklardım bu adamları. Ya abi nasıl olurda çıldırmazsın, nasıl bi insanlık bu ? Yemiyosa yoksa sabrın ve sevgin yapma bu işi. Zavallı hayvanlar güveniyo sahiplerine, tek istedikleri onları sevecek birisi, küçük çocuklardan ne farkı var bu zavallıların.
Bu adamlara cezada verilmez şimdi, dayanamıyorum.
Allah iyi der mi, ya nolur bu insanlara ciddi ceza verilsin, maddi manevi, hayvan sahibi olmaları yasaklansın.
Yeter artık yeter ya bu yer derhal kapatılsın, sahipleri cezalandırılsın.
Bu insanların rehabilite edilmeleri lazım, yok olmadı afişe edilmeleri lazım, yok olmadı hapse atılmaları ve para cezaları verilmesi lazım
Becerebilen birisi bu insan müsveddelerini afişe etsin, Adamların ilk vukuatı değil, ilk seferinde rakip firma komplosu diye yutturuyorlar, ikinci sefer oğluda aynı şeyi yapıyor, bu sefer ne diye yutturacaksın sayın Tayfun Acar denen şahsiyet, Allah size aynı muameleyi görmeyi nasip etsin (bizide insanlıktan çıkardınız ya ne diyeyim)
http://webtv.hurriyet.com.tr/2/49735/23357133/1/antalya-daki-rezalete-bir-yenisi-daha-eklendi.aspx
http://www.gazete5.com/haber/kopek-egitim-merkezinde-dayak-skandali-338867.htm
http://www.youtube.com/watch?v=PYQUEPhyhdA
http://www.son-dakika.org/video/duaci-koyu-kopek-egitim-merkezinde-skandal.html